Merhaba, ben Deniz. Şuan turizm otelcilik bölümü son sınıf öğrencisiyim. 2016 yılında katıldığım Work and Travel Maceram hakkında hissettiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle söylemek istediğim şey, bu deneyimi her üniversite öğrencisinin mutlaka yaşaması gerekli. Katılmaya karar verdiğim ilk günlerde tedirginlik yaşamadım dersem, doğru olmayacak. İlk kez ülke dışına çıkacaktım ve gideceğim yer neredeyse dünyanın en kozmopolit ülkesi olan Amerika’ydı. Bir taraftan büyük bir mutluluk yaşarken, diğer taraftan da birçok tedirginliğim vardı. Yaşayacağım kültürel deneyim, İngilizcemin yetersiz olması ve ilk kez yabancı bir ülkeye gidecek olmam biraz korkutuyordu beni.
Vize işlemlerimde ve diğer prosedürlerde bir sıkıntı yaşamadım diyebilirim. Çalışacağım yer Wisconsin eyaletinin Dells şehriydi. Burası yaz aylarında yoğunlaşan otel ve restoranların yoğun olduğu bir tatil beldesiydi. Milwakuee, Madison ve Chicago’ya da yakın olan bu yerde, daha sonradan gördüm ki pek çok üniversiteli Türk genç vardı. Onlarda Work and Travel ile buraya gelmiş, çoğu restoranlarda, su parklarında ve otellerde çalışıyordu. Ben de bir otelde room service elemanı olarak çalışmaya başladım. İlk başta çektiğim yabancı dil sıkıntısı zamanla, gerçeği söylemem gerekirse neredeyse farkında olmadan, ilerledi ve bir problem olmaktan çıktı. Tatil günlerimde gezebileceğim ve beni büyüleyen çok güzel yerler vardı. Özellikle Wisconsin gölü bana çok farklı bir huzur veriyordu, tatil günlerimin çoğunu burada geçiriyordum.
Dürüst olmak gerekirse çok çalışıyor ve bazen tatil günlerimde dinlenme ihtiyacı duyuyordum. Çalıştığım otelde hem gece hem de gündüz vardiyası olduğu için bazen günlerimiz gecelerimiz birbirine karışıyordu. Bir süre sonra bu düzene de alıştığımı fark ettim, artık yabancılık hissetmiyor ve elimde olan imkânların keyfini çıkartıyordum. Çok güzel arkadaşlıklar kurdum ve ilk kez çalışma ortamında ki zorlukların ve sorumlulukların üstesinden gelebilmeyi öğrendim.
Çalıştığım süre içerisinde otele ait olan personel için ayırılmış odalarda kaldım. Çok fazla bir masrafım olmadığı için maddi açıdan da çok rahat olduğumu söyleyebilirim. Bir süre sonra izin günlerimde yakın şehirlere yaptığım geziler ve gördüğüm yeni yerler, Amerikalı halkın kendine özgü kültürel yapısı, hayatımın en güzel tecrübeleri arasında yer alacak. Work and Travel deneyimim, benim için yaşadığım en güzel deneyim oldu diyebilirim.
Üç aylık çalışmanın ardından 2 haftalık tatil planladım. Bu arada çalışırken yapamadığım ama yapmak istediğim şeyleri yaptım ve görmek istediğim yerlere gittim. Ülkeme geri dönme zamanı geldiğin de ise neredeyse geri dönmek istemiyordum. Tuhaf bir duyguydu bu, geride bırakacağım arkadaşlar, alıştığım iş ortamını bırakacak olmam, bana ilk başlarda zor geldi. Ülkemi ve ailemi de özlediğim doğruydu ancak, bu deneyimi tekrar yaşayamayacak olduğumu düşündükçe, doğrusu üzülüyordum. Geri dönerken buraya gelen acemi öğrenci olmadığımın da farkındaydım.
Bu programa katılmanın bana kattıkları sadece iş tecrübesi değildi. Kendimi ruhen zenginleşmiş ve hayata farklı gözlerle baktığımı hissediyordum. Sonuç olarak Work and Travel, her üniversite öğrencisinin mutlaka katılmasını önereceğim bir deneyim. Şu anki hedefim ise okulum bittikten sonra Wisconsin’ a yeniden gitmek ve oradaki arkadaşlarımı ziyaret etmek. Birçoğu ile irtibatı koparmadığım çok güzel arkadaşlıklar kurduğum bu yerde, bana ait ve hiçbir zaman yok olmayacak çok güzel anılar bıraktım. Ayrıca bu yaz tatilinde Türkiye’ye gelecek olan Wiconsin’lı arkadaşlarımı yeniden görecek olduğumu bilmek, beni şimdiden heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor.
Bu sene diplomamı almak için bir staj raporu hazırlamam gerekiyor ve otellerin değişik departmanlarında çalışarak hazırlayacağım bu rapor, beni hiç tedirgin etmiyor. Çünkü diğer arkadaşlarımla kıyaslandığımda, büyük bir avantaja sahibim. Work and Travel ile kazanmış olduğum deneyim, Türkiye’deki okul hayatım için de büyük bir artı oldu.
